9 Nisan 2015 Perşembe

Buse’yle Kavurma Zamanı: Periscope’un gördükleri…

Sosyal medyanın ilk nesli tamamen metin ve biraz da fotoğraf üzerineydi. İkinci nesle geçerken video ve fotoğraf ağırlıklı mecraların yükselişini gördük. Mart ayının son günlerinde açılan Periscope ise bir yerde üçüncü nesli temsil ediyor: Kişisel canlı yayın…

Güney Afrika’da bir sahilden surf yapanları çeken bir genç, Hollanda’da bir ofisten kahve molasını paylaşan çalışanlar, New York’ta Central Park’ta koşan bir grup arkadaş, öğretmenlerini sınıftan yayına alan öğrenciler, arkadaşı Buse'nin mutfakta yaptığı kavurmayı yayınlayan Ankara'lı...Hepsi o anda, hepsi canlı, hepsi özel… Gerçekten farklı bir deneyim.

Halihazırda sadece IOS’ta mevcut olan Periscope’da facebook ve twitter’ın ilk günlerindeki meraklı arayışlar, keşifler yaşanıyor. İlk girenler ve kullananlar twitter’da olduğu gibi haberciler, ünlüler, fenomenler ve teknoloji meraklıları... Bu yazıyı yazarken internet ekipler amiri Serdar Kuzuluoğlu’nun 352 takipçisi olduğunu not edeyim.

Seyredilen görüntü üzerine yorum yapabilme özelliği interaksiyon sağlıyor ve dahası yayınları yayın bittikten sonra seyretme imkanı da var. Sadece seçtiğiniz kişilere yayın özelliği uygulamayı özel kullanım için çekici hale getiriyor. Son derece basit, kullanışlı arayüzü ve 3G’de bile gayet hızlı bir canlı yayın sağlayan teknolojik altyapısıyla Periscope'un sosyal medya’ya uzun süreden sonra ilk defa yeni bir soluk getireceği çok açık.

Şu anda gördüğümüz uygulamanın çok az özelliği var ve daha heyecan veren yönü de bu belki: Kişisel canlı yayın konusu gelişime çok açık. Tema ve ilgili konulu arama ve yayın yapabilme, karşılıklı video konferans, saate ve kullanıcıya göre kurulabilecek alarmlar, lokasyona göre yayın arama, anlık habere göre yayın arama ve bunlar gibi bir çok özellik Periscope’a gelebilir. Twitter’ın, uygulamayı yayına başlamasından çok kısa bir süre sonra 100 milyon USD vererek satın alması da böyle bir potansiyele işaret ediyor zaten. Twitter’ın Periscope’dan önce hayata geçen başka bir uygulama olan Meercat yerine Periscope’u satın alması da ileriye yönelik çok önemli bir sinyal.

Böylesine kolay ve hızlı canlı yayın yapabilme imkanı markalar için de çok ilginç fırsatları beraberinde getirecektir diye düşünüyorum. Etkinliklerin canlı olarak paylaşılması, müşteri deneyiminin canlı olarak yaşatılması, ürün ya da hizmetlere dair anlık canlı yayınların hayata geçirilmesi, saatli içerik planlamalarının yapılabilmesi bir solukta sayılabilecek olanlar… Zaman içinde bu mecrada çok ama çok ilginç şeyler göreceğiz... Diğer taraftan spor karşılaşmaları gibi ticari canlı yayınların ve farklı telif haklarının korunması, pornografi ve özel hayatınızın birden bire canlı yayına alınma ihtimali gibi Periscope’un beraberinde getirdiği zorluklar da yine önümüzdeki günlerde çok tartışılacaktır…

Başkasının gözünden sıradan günlük hayatı canlı seyretmenin ne anlamı olabilir diye düşünmeyin, yeni nesil sosyal medyayı en kısa zamanda siz de keşfedin: www.periscope.tv